SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

EDEB BAHSİ

<< 5090 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا الْعَبَّاسُ بْنُ عَبْدِ الْعَظِيمِ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى قَالَا حَدَّثَنَا عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ عَمْرٍو عَنْ عَبْدِ الْجَلِيلِ بْنِ عَطِيَّةَ عَنْ جَعْفَرِ بْنِ مَيْمُونٍ قَالَ حَدَّثَنِي عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ أَبِي بَكْرَةَ أَنَّهُ قَالَ لِأَبِيهِ يَا أَبَتِ إِنِّي أَسْمَعُكَ تَدْعُو كُلَّ غَدَاةٍ اللَّهُمَّ عَافِنِي فِي بَدَنِي اللَّهُمَّ عَافِنِي فِي سَمْعِي اللَّهُمَّ عَافِنِي فِي بَصَرِي لَا إِلَهَ إِلَّا أَنْتَ تُعِيدُهَا ثَلَاثًا حِينَ تُصْبِحُ وَثَلَاثًا حِينَ تُمْسِي فَقَالَ إِنِّي سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَدْعُو بِهِنَّ فَأَنَا أُحِبُّ أَنْ أَسْتَنَّ بِسُنَّتِهِ قَالَ عَبَّاسٌ فِيهِ وَتَقُولُ اللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ الْكُفْرِ وَالْفَقْرِ اللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ عَذَابِ الْقَبْرِ لَا إِلَهَ إِلَّا أَنْتَ تُعِيدُهَا ثَلَاثًا حِينَ تُصْبِحُ وَثَلَاثًا حِينَ تُمْسِي فَتَدْعُو بِهِنَّ فَأُحِبُّ أَنْ أَسْتَنَّ بِسُنَّتِهِ قَالَ وَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ دَعَوَاتُ الْمَكْرُوبِ اللَّهُمَّ رَحْمَتَكَ أَرْجُو فَلَا تَكِلْنِي إِلَى نَفْسِي طَرْفَةَ عَيْنٍ وَأَصْلِحْ لِي شَأْنِي كُلَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا أَنْتَ وَبَعْضُهُمْ يَزِيدُ عَلَى صَاحِبِهِ

 

Câer b. Meymûn'den (rivayet edildiğine göre) Abdurrahman b. Ebi Bekre, babasına: Ey babacığım her sabah seni:

 

"Allahumme afini fi bedenî, Allahumme afini fi sem'i, Allahumme afini fi basari lâ ilahe illa ente’’

 

Meali: ‘’Ey Allahım. Sen benim vücudumda (özellikle) kulağıma ve gözüme âfiyet ver, senden başka ilâh yoktur"

 

diye dua ederken duyuyorum. Sabahleyin ve akşamleyin üç(er) defa okuyorsun- (Bunun hikmeti nedir?) diye sormuş da (babası):

 

-Çünkü ben Rasûlullah (s.a.v.)'i bu duayı okurken işittim. O'nun sünnetine uymayı (gönülden) arzu ettim, diye cevap vermiş.

 

(Hadisi Ebû Davud'a nakleden iki hocasin)dan biri olan Abbas (b.Abdulazim) bu hadis-i şerif'e (şu sözleri de) ilave etmiştir:

 

-Sen sabahleyin ve akşamleyin üç(er) defa;

 

"Allahümme innî eûzu bike minel küfri vel fakri, Allahumme inni eûzu bike min azabil kabri la ilahe illa ente’’

 

Meali: ‘’Ey Allahım! Küfür'den ve fakirlikten sana sığınırım. Kabir azabından da sana sığınırım"

 

diyorsun (yüce Allah'a) bu kelimelerle dua ediyorsun (bunun hikmeti nedir)? diye sordum da (bana):

 

"Ben onun sünnetine uymayı (gönülden) arzu ediyorum da (onun için böyle yapıyorum)" cevabını verdi ve (sözlerine devam ederek) şöyle dedi:

 

"Rasûlullah (s.a.v.) sıkıntıya düşen'in duası şudur buyurdu.

 

"Allahumme rahmeteke crcû fela tekilnî ila nesî tarafte aynin ve aslih li şe'nî küllehu la ilahe illa ente’’

 

Meali: ‘’Ey Allahım! Senin rahmetini umuyorum, beni göz açıp kapayıncaya kadar (bile olsa) nefsime bırakma. Halimi tümüyle düzelt senden başka ilâh yoktur."

 

Ebu Davud dedi ki: Bu hadisi bana naklen şeyhlerimden) bazıları (bu hadisi bana rivayet ederken) arkadaşlarının rivayetlerini (daha başka kelimeler) ekleyerek rivayet ettiler.

 

 

İzah:

Nesaî. Amelu'l-Yevmi Ve'l-Leyle, hadis nu. 22; Ahnıed b. Hanbel, V, 42.

 

Mevzumuzu teşkil eden hadis-i şerif metinde geçen  duayı sabahleyin ve akşamleyin üçer defa okumanın sünnet olduğunu ifa­de etmektedir.

 

Hadis-i şerifte Rasulü Zişân efendimizin fakirlikten Allah'a sığındığı iffade edilmektedir. Oysa Hz. Nebiin: "Allahım, beni miskin ola­rak yaşat, miskin olarak ruhumu al ve beni miskinler zümresi içeri­sinde hasret". "Fakirlik mü'min için atın yanağından sarkan perçemden daha güzeldir." diye dua ettiği de bilinmektedir. Bu ba­kımdan zahirde bu dualar arasında bir çelişki varmış gibi görünmektedir. Bu mevzuda Şaiî ulemasından İbn Kuteybe şöyle demektedir: ''Allah'a hamdolsun burada herhangi bir ihtilaf yoktur. Onlar te'vilde yanıldılar ve haksız yere itiraz ettiler. Çünkü onlar fakirlikle miskinliğin ikisi ayrı ayrı olduğu halde aynı olduğunu zannetmişlerdir. Eğer: "Allah'ım, beni fakir olarak yaşat, fakir olarak ruhumu al ve fakirler zümresinde hasret" demiş olsaydı q-zaman delikleri gibi bir tenakuz olurdu.

 

"Allahım, beni miskin olarak hasret" sözündeki miskinliğin manası tevazu ve boyun bükmektir. Yani Rasûlullah Allah'dan kendisini cebbar­lardan ve mütekebbirlerden kılmamasını ve onların zümresinden kendisi­ni haşr etmemesini istemiş gibidir...[İbn Kuteybe, Hadis Mudaası, (Çeviren: M. Hayri Kırbasoğlu), 223.]

 

"Fakirlik mü'min için atın yağına sarkan perçemden daha güzel­dir" sözüne gelince; şüphesiz fakirlik, dünyanın musibetlerinden büyük bir musibettir ve dünyanın acılarından büyük bir acıdır. Kim Allah nzası için musibete sabreder, kısmetine razı olursa Allah bununla dünyada onu süsler ve âhirette sevabını çoğaltır...[İbn Kuteybe, Hadis Mudaası, (Çeviren: M. Hayri Kırbasoğlu), s. 225.]

 

Bu hadisin senedinde bulunan Cafer b. Meyimin sağlam değildir.